Ülkenin dört bir tarafında ekolojik yıkıma karşı mücadele eden yaşam savunucuları çeşitli baskı araçlarıyla sindirilmeye çalışılıyor. Kolluk kuvvetlerinin müdahalesi, haklarında açılan davalarla uğraşan yurttaşlar, anayasal hakları gereği projelere açtıkları davalarda da devasa paralar ödemek zorunda kalıyor. Geçtiğimiz aylarda, Amasya’da HES projesine karşı açılan davada bilirkişi ücretini ödemek için bir köylü koyunun satmak zorunda kalırken Cengiz’in maden projesine karşı mücadele eden İkizdereliler, 75 bin TL ödedi.
KANAL İSTANBUL BİLİRKİŞİLER İÇİN ADETA GEÇİM KAPISI OLDU
BirGün’den Gökay Başcan’ın haberine göre; iktidarın ısrarcı olduğu büyük ekolojik yıkıma neden olan mega projeler, bilirkişiler için adeta bir geçim kapısına döndü. Kanal İstanbul’un imar planlarına, ÇED kararlarına karşı açılan 10’dan fazla dava sürüyor. Danıştay 4. Daire Başkanlığı’nda görülen davalarda tek bir keşif yapılıyor. Ayrı davalar için yapılan tek bir bilirkişi heyeti için Danıştay ek ücret talep etti. Süren 10’dan fazla davada, davacı kurum ve kişilerde 20-50 bin lira arasında değişen ücretler istendi. Bu da Danıştay’ın bilirkişiler için istediği ek ücretin 200-500 bin lira arasında değiştiğini gösteriyor.
3 YILDAN FAZLA SÜRE YÜRÜTMEYİ DURDURMA TALEBİMİZ KARARA BAĞLANMADI
Davaların sürüncemede bırakıldığını hatırlatan İstanbul’a karşı açılan davaların avukatlarından Mehmet Horuş, “3 yılı aşkın süredir davanın karara bağlanması bir yana yürütmeyi durdurma talebimiz hakkında bile karar verilmedi. Daha önce yapılan keşif sonrasında sunulan bilirkişi raporuna göre yeterli iptal sebebi olmasına rağmen şimdi yeniden keşif-bilirkişi incelemesi yapılacak. Davanın başından bu yana davacıların tamamından toplanan paralar bir milyon lirayı bulacak. Yurttaşlar, Anayasal teminat altındaki çevre hakkını korumak bu kadar yüksek bedellere katlanmak zorunda bırakılıyor. Bu yüksek ücretler başlı başına adalete erişim hakkının önünde bariyer oluşturmaya başladı” ifadelerini kullandı.