Doğru tektir…
Hem Galatasaray hem de Fenerbahçe başkanları, yöneticileri ve futbolcuları yakışanı yaptılar ve istemeye istemeye gittikleri Sudi Arabistan’da maça çıkarak değil, çıkmayarak destan yazdılar…
Tarihe geçtiler…
Hem de tarihlerine ve onurlarına sahip çıkarak…
Helal olsun…
Her iki takımımıza da…
Büyük olduklarını tescillendirdiler…
Büyük Türk düşünürü ve spor yazarı İslam Çupi’nin “Türkiye’de Fenerbahçe Cumhuriyeti sağlıklı, başarılı ve ilkse, bu ülkede her şey mutlu ve huzurludur. Esnafın yüzü güler. Perakendeci ve toptancıların tezgahında mal kalmaz. Tiyatrolar, sinemalar, sazlar, barlar, meyhaneler fuldur. Statlar Türkiye’nin her vilayetinde lebaleptir. Fenerbahçe gittiği her kente kendi ile birlikte büyük bereketini götürür. Kötü (!) uğurlanmasına rağmen. Fenerbahçe Cumhuriyeti ortalıkta yoksa, Türkiye yoktur, futbol yoktur, bolluk yoktur, insanlar yoktur, canlılar güç nefes alır ve bu ülke kısa süre sonra yaşayan yer olmaktan çıkıp, mezarlık olur. Fenerbahçe büyüklüğü ne şampiyonluk büyüklüğü, ne kupa büyüklüğüdür. Onun büyüklüğü başka bir büyüklüktür işte, adı konamaz” dediği gibi, Galatasaray’ın büyüklüğü de başka bir büyüklük ve adı konamaz…
Arapların milli değerlerimize karşı tutumu karşısında dik bir duruş sergileyen hem Fenerbahçe hem de Galatasaray kulüpleri yaptıkları ortak açıklamada her ne kadar politik davransalar da, yüreklerinin aynı duygularla hareket ettiğine inanmıyorum…
Günü gelince de neden böyle bir açıklama yaptıklarını paylaşırlar…
Çünkü, vicdanlarının onları rahat bırakacağını sanmıyorum…
Türkiye Futbol Federasyonu ile Başkanı Mehmet Büyükekşi, bir defa daha çuvallayarak, ülkemizi dünyaya rezil etmekten bıkmadı ve usanmadılar!
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, Gençlik ve Spor Bakanı Osman Aşkın Bak ile eski Bakan Mehmet Muharrem Kasapoğlu’ndan Mehmet Büyükekşi’nin istifasını almaları için talimat verdiği gelen bilgiler arasında…
Ancak, teyide muhtaç bir bilgi olduğunu da unutmamak lazım…
Aslında çok daha önce istifa etmesi gereken Mehmet Büyükekşi’nin kovulması mı doğru, yoksa kendiliğinden istifa etmesi mi?
Bu ülkenin iki güzide kulübünü, üç kuruş için Suudi Arabistan’a pazarlayan TFF ve Başkanı Mehmet Büyükekşi her ne kadar sorumlu ve suçluysa, doğruyu söylemek gerekirse, bu teklifi kabul eden kulüplerimiz de ya da başkanları da sorumlu ve suçlu…
Onlar da bir avuç dolar için “hayır” diyemediler…
İki kulübün divan toplantılarından “red” çıkmasına rağmen, iki kulübün Yüksek Divan Kurullarında alınan karara karşı, Fenerbahçe ve Galatasaray yönetimleri, maçın ülkemizde oynanması için TFF’ye başvuruda bulunmamaları da düşündürücü!
İki kulübün başkanı, Mehmet Büyükekşi’nin “size ek gelir kazandırmak istiyoruz, var mısınız yok musunuz?” sorusuna keşke “yokuz” deselerdi de, Arapların bu akıl almaz tavırlarına muhatap olunmasaydı…
Haksız mıyım?
Bir tarafta futbolun marka değerini düşürüyoruz, diğer tarafta ise dünyaya rezil oluyoruz…
Ve bir de Arapların ipe sapa gelmez nolamazları…
Sadece Fenerbahçe’nin “Yurtta sulh, cihanda sulh!” pankartına değil Galatasaray’ın “Ne mutlu Türküm diyene!” pankartına da izin vermemişler…
Araplar tabii ki…
O zaman daha yüksek sesle
“Yurtta sulh, cihanda sulh ve ne mutlu Türküm diyene.”